Yapay Zeka 2030’da Sağlık Endüstrisini Nasıl Değiştirecek?

Yapay Zeka 2030’da Sağlık Endüstrisini Nasıl Değiştirecek?

Yapay Zeka 2030’da sağlık sektörünü 3 şekilde değiştirecek:

 

  1. 2030’a kadar yapay zeka, hastalıktaki düzenlilikleri ortaya çıkarmak, tedavi ve bakıma yardımcı olmak için birden fazla veri kaynağına erişebilecek.
  2. Sağlık sistemleri yapay zeka ile bireyin belirli hastalık riskini tahmin edebilecek ve önleyici tedbirler önerebilecek.
  3. Yapay zeka, hastalar için bekleme sürelerini azaltmaya, hastanelerde ve sağlık sistemlerinde verimliliği artırmaya yardımcı olacak.

 

2030’da yapay zeka artık insanların algılayamayağı kadar anlaması zor veya karmaşık olan büyük miktarlardaki verilerdeki düzenlilikleri ortaya çıkarabiliyor olacak. Bunu, ağ bağlı ev cihazları, tıbbi kayıtlar ve giderek tıbbi olmayan veriler de dahil olmak birden fazla kaynaktan bilgi toplayarak yapacak. Bunun 2030’daki ilk büyük sonucu, sağlık sistemlerinin gerçekten proaktif ve öngörücü sağlık hizmetleri sunabilmesi olacak.

 

  • Yapay zeka Destekli Öngörücü Sağlık Bakımı

Yapay zeka ve tahmine dayalı analiz yöntemi, sağlığımızı etkileyen farklı faktörler hakkında daha fazla şey anlamamıza yardımcı olur. Sadece grip ya da hangi hastalıkları miras aldığımız değil, doğduğumuz yer, beslenme şeklimiz , nerede çalıştığımız, yerel hava kirliliği seviyelerimizin ne olduğu veya güvenli konut ve istikrarlı bir gelire erişip erişemeyeceğimiz.

2030’da sağlık sistemleri, bir kişinin kronik bir hastalık geliştirme riski altında olduğunu tahmin edebileceği ve kötüleşmeden önce önleyici tedbirler önerebilecek. Bu gelişme, hepsi sosyal sağlık durumundan güçlü bir şekilde etkilenen hastalıklar olan diyabet, konjestif kalp yetmezliği ve KOAH (kronik obstrüktif kalp hastalığı)’ı azaltacaktır.

 

  • Ağ bağlantılı hastaneler, bağlantılı bakım

 

Öngörücü bakımın yanı sıra, bu bakımın nerede gerçekleştiği ile ilgili başka bir atılım da yapılacaktır. 2030’da hastaneler artık çok çeşitli hastalıkları kapsayan büyük bir bina olmayacak. Bunun yerine, akut hastalıklar ve oldukça karmaşık prosedürlere odaklanacak, daha az acil vaka ile karşılaşılacak ve bu vakalara da daha küçük bölmelerde müdahale edilecektir. Aynı gün operasyon yapan ameliyat merkezleri, uzman tedavi klinikleri ve hatta insanların evleri gibi daha küçük merkezlerde tedavi uygulanacaktır.

Bu mekanlar tek bir dijital altyapıya bağlı işleyecektir. Merkezi komuta merkezleri, ağdaki arz ve talebi gerçek zamanlı olarak izlemek için klinik ve konum verilerini analiz edecektir. Bu ağ, durumu kötüleşme riski olan hastaları tespit etmek için yapay zeka kullanacak. Bunun yanı sıra, sistemdeki tıkanıklıkları kaldırabilecek ve hastaların ve sağlık profesyonellerinin en iyi bakım alacakları veya en çok ihtiyaç duyuldukları yere yönlendirilmesini sağlayabilecektir.

2030’da sağlık ağını birbirine bağlayan unsur artık mekan değil sunulan hizmet olacak.

 

  • Hasta ve Personel Deneyimi İyileşecek

2030’da, yapay zeka destekli öngörücü sağlık bakım ağları, bekleme sürelerini azaltmaya, personel iş akışlarını iyileştirmeye ve giderek artan idari yükü üstlenmeye yardımcı olacak. Yapay zeka klinik uygulamada ne kadar çok kullanılırsa, daha çok klinisyen cerrahi ve tanı gibi alanlarda becerilerini artırmak için yapay zekaya güvenecek.

Her hastadan, her teşhisden ve her prosedürden öğrenebilen yapay zeka, profesyonel ve hastaya uyum sağlayan deneyimler sunacaktır. Bu sadece sağlık sonuçlarını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda sistemin finansal olarak sürdürülebilir olmasını sağlarken klinisyen eksikliklerini ve tükenmişliğini de azaltacaktır.

Bu ağ bağlı sistem, toplulukları da kapsayacak ve insanlara, yerlere, donanıma, yazılıma ve hizmetlere bağlanan ağ bağlı bakım tarafından desteklenecektir. Yaşam boyu sağlığı ve refahı artıran gerçek bakım ağları oluşturacaktır.

 

Günümüzdeki Gerçeklik

2020 yılında, bu vizyona ulaşmaya hala çok uzağız. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde karmaşık teknoloji, bilgi teknolojileri ve veri sistemleri hala personel iş akışlarını engelliyor ve hastalıkların teşhisi, tedavisi, izlenmesi (önlenmesi ve iyileştirilmesinde de) kullanıldığı klinik alanlarda bakımın sürekliliğini tehdit ediyor.

 

Bununla birlikte, bu fikirlerin üçünün de bir gün gerçek olabileceğine dair net işaretler mevcut. Akıllı sistemler zaten günümüzde de uzmanlık isteyen görevleri yerine getirme ve insan yeteneklerini arttırma kabiliyetine sahiptir. Örneğin, bir görüntüdeki kanserli lezyonları tespit edebilen, doktor notlarını analiz edebilen ve ölçebilen veya acil bakımda hasta akışını optimize edebilen yapay zeka sistemleri var. Hastanelerin içinde, yapay zeka destekli öngörücü analitiz yöntemlerinin uygulaması yoğun bakım ünitelerinde hayat kurtarmaya yardımcı oluyor. Hastaneler dışında, belirli risk altındaki grupların tanımlanmasına yardımcı oluyor ve böylece önleyici birincil bakım veya toplum bakımının hastane kabul ihtiyacını azaltması mümkündür.

Yine de bu süreç, hiçbir şirketin veya kuruluşun tek başına başaramayacağı uzun ve karmaşık bir yolculuktur. Yapay zeka sistemlerinin tamamen birlikte çalışabilir ve şeffaf olmasını sağlamak için ve önyargı ve eşitsizliği önlemek için, hükümetler, sağlık sistemleri ve özel şirketlerin birlikte çalışmaya devam etmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetleri küreselleşmeye devam ettikçe, Yapay Zeka kişisel verileri kullanırken veri güvenliğini sağlayacak uluslararası standartlara duyulan ihtiyaç acil bir öncelik haline gelecektir.

Belki de en önemlisi, yapay zekanın en etkili kullanımının, yapay zekayı insanın yerini alacak şekilde geliştirmek yerine, insan yeteneklerini geliştirmek için geliştirilmesi olduğunu aklımızda tutmalıyız. Bağlantılı bakımın kalbi yeni teknoloji değil, insanlar olmalıdır. Bakım ihtiyacı olan insanlar ve bunu hepimize sunmak için yorulmadan çalışan insanlar.

 

 

Kaynak: https://www.weforum.org/agenda/2020/01/future-of-artificial-intelligence-healthcare-delivery/

Seda Oflas