Beyaz Saray Ödüllü Türk Akademisyen Doku Mühendisliği Alanında Çalışıyor
Indiana eyaletindeki Notre Dame Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Pınar Zorlutuna, Beyaz Saray tarafından verilen ‘Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü’ne layık görülen isimlerden biri. Genç Türk akademisyen, onu bu ödüle taşıyan süreci, çalışmalarını ve geleceğe dair planlarını VOA Türkçe’ye anlattı.
Pınar Zorlutuna çalışmalarını Notre Dame Üniversitesi’nde makine mühendisliği ve biyomedikal mühendisliği bölümünde yürütüyor. Günün büyük bir bölümünü laboratuvarında geçiren Zorlutuna, Amerika’daki genç akademisyenlerin rüyalarını süsleyen ‘Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü’nü almanın haklı gururunu yaşıyor.
Ödülünü Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi Amiri Kelvin Droegemeier’dan alan Pınar Zorlutuna, heyecanını saklayamıyor. Yaşadığı haklı gurura Türkiye’de bulunan ailesi tanıklık edemese de teyzesi ve kuzeni onu bu önemli gününde yalnız bırakmamış.
Pınar Zorlutuna’yı böylesine prestijli bir ödüle taşıyan çalışmaları, insan sağlığı açısından da büyük anlam taşıyor. Zorlutuna tıp ve mühendislik bilgilerini harmanlayarak hastalıkları tedavi etmeyi hatta önlemeyi amaçlıyor.
”Doku mühendisliği çalışmaları yapıyoruz” diyen Zorlutuna şöyle devam ediyor: “Günümüzdeki hastalıklar için değişik platformlar üretmeye çalışıyoruz mühendislik açısından bakarak, kalp hastalığı, kanser hastalığı gibi günümüzde çok fazla insanı etkileyen hastalıkların tedavisini kolaylaştırmak için yeni platformlar üretiyoruz. Biyomühendislik fabrikasyon ve kök hücreleri kullanarak dokular üretip, bu dokuları hastalıkları daha iyi anlamak ve tedavi etmek amacıyla kullanmak üzere geliştiriyoruz.”
Onun çalışmalarını farklı kılan, araştırmalarını denek hayvanlar üzerinde değil, insan dokusu üzerinde yapılmasına olanak sağlaması: “Şu anda üretilen ilaçlar, denenen ilaçlar daha çok hayvan kullanılarak yapılıyor ve hayvanlarda iyi çalıştığı gösterilen terapilerin, ilaçların ne yazık ki bir çoğu insanlara taşınamıyor. Çünkü nereden baksanız fare ve diğer hayvanlar çok farklı bünyeye sahip, insan hastalığı çok farklı. Biz benim laboratuvarımda ve başka laboratuvarlarda da insan hücrelerinden başlayarak, insan dokusunu birebir taklit etmeye yönelik bir araştırma yapıyoruz. Bu sayede üretilen ilaçların gerçek doku üzerindeki etkisi daha kolay araştırılıp, ilaçların hastalara daha hızlı bir şekilde ulaşması hedefimiz. Çalışmalara devam, projeler sürüyor. Hedefimiz bu dokuları üreterek sağlık alanında yeni gelişmeler üretmek çalışacağız.“
Kendi gibi genç akademisyenlerle ve onun yolunda ilerlemek isteyenlerle başarısının sırrını paylaşan Pınar Zorlutuna, ailelerini ihmal etmemeleri tavsiyesinde de bulunuyor: “Çok çalışmak, yılmamak çok fazla yani sadece alınan ödüller görünüyor, gelen retler, üzüntülü kısımlar yansımıyor. Onlara dayanmak, yolun sonunda ışık olduğunu bilmek… özellikle akademik hayat biraz zor, bir de ailelerinden vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum. Benim iki küçük kızım var. Hayatımın çok önemli bir kısmı. Özellikle genç kızlarımıza onu özellikle tavsiye ediyorum. Aile hayatından vazgeçmeden devam edebilirler akademik hayatlarına.“
İki küçük çocuk annesi olmasına karşın, kendini bilime adayan Zorlutuna, haftanın 60 saatini mesleğine harcıyor, laboratuvar çalışmalarının yanı sıra öğrencileriyle ilgileniyor, projeler hazırlıyor ve makaleler yazıyor. Beyaz Saray’dan gelen bu anlamlı ödülse bu emeklerinin bir karşılığı olarak ona büyük bir mutluluk yaşatıyor.
Şu anda 5 ayrı proje üzerinde çalışan Pınar Zorlutuna, gelecek yıllarda birçok başarıya daha imza atacak gibi görünüyor.