Hastanelerde Yoğun Bakım Klinik Bilgi Sisteminin Önemi
Galileo Tıp Teknoloji Genel Müdürü aynı zamanda kurucusu Ahmet Taner TAN, bir çok bilim camiasına katkı sağlamış, önemli fikirleri olan büyük bilim insanı Galileo diyor ki: ”Başarılı olabilmek adına ölçülebileni ölçün, ölçülemeyeni ölçülebilir hale getirin.” Bizim de kuruluş felsefemiz tam olarak bu. Ölçülebilen her şeyi ölçmek, ölçülemeyen konuları da ölçülebilir hale getirmek.
Kendinizden ve firmanızın çalışmalarından bizlere bahseder misiniz?
Ben 40 yaşındayım. Mühendislik eğitimi alarak bir süre sağlık alanında ve farklı sektörlerde yöneticilik yaptım. 2008 yılında Armada sağlık sistemleri adı altında bir şirket kurduk. Türkiye’ye tıbbi cihaz tedariği noktasında ülkemize ürünler getirip satıyoruz. 2010 yılında da Galileo’yu kurduk. Merkezimiz Ankara’da. Bugünkü röportajımıza da konu olan teknolojileri üreten şirket. Özetle, sağlık alanında yazılım ve donanım teknolojileri geliştiren, sağlık alanına odaklanmış bir teknoloji firmasının yöneticisiyim.
Yoğun bakım klinik bilgi sisteminin önemi ve çalışma şeklini anlatabilir misiniz?
Sağlık verilerinin düzgün tutulması, üyelerin analiz edilmesi, bu analizlerden sonuçlar çıkararak bu sonuçlara göre tedavi süreçlerinin ve hizmet süreçlerinin yönetilmesi oldukça önemli. COVİD, dijitalleşmenin önemini ve ne olduğunu bizlere öğretmiş oldu bu süreçte. Malumunuz bu süreçle beraber pandemi ve karantina sonucunda sağlık hizmeti ve hasta sayısı yükümüz çok arttı. Şunu anladık COVİD ile beraber birincisi, mesafe bağımsız hizmet sürdürebiliyor olmamız lazım. İkincisi büyük veriyi yönetiyor olabilmemiz lazım. Veriye sağlıklı ve düzgün ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu, dijital ortamda iletişim kurabilmenin ne derece önemli olduğunu ve en önemli konulardan bir tanesi kaynaklarımızı verimli yönetmemiz gerektiğini gösterdi bu süreç. Yoğun bakımda klinik bilgi sistemi dediğimiz sistemler bütün bunları sağlıyor. Hem mesafeden bağımsız olarak hastalarımıza ulaşabilmemizi, büyük verilere ulaşıp onları analiz ederek anında çözüm üretebilmemizi, kaynakları çok iyi kullanabilmemizi ve sağlıklı iletişim kurabilmemizi sağlıyor. Klinik bilgi sistemleri sadece yoğun bakımda değil; ameliyathanelerde, servislerde, polikliniklerde, hastanenin hemen hemen nükleer tıp, kan bankası, kardiyoloji, kalp damar cerrahisi gibi aklınıza gelebilecek bütün departmanlarındaki tüm klinik dataların tuttuğumuz bir çatı ekosistemi, klinik bilgi sistemi dediğimiz ürünler. Klinik bilgi sistemlerinin üç tane önemli noktası var. Birinci aşama, eğer bir klinikte kağıt formlar üzerinde hastaya ait klinik datalar tutuluyorsa, bunları dijitalize ediyoruz . İkinci aşama, hastanedeki otomasyon sistemleriyle diğer sağlık yönetim bilgi sistemleri ile entegre oluyoruz, buralardan hastanın laboratuvar ve demografik verilerini alıyoruz. Üçüncü olarak ta, hastanın bağlı olduğu tüm tıbbi cihazlardan otomatik olarak verileri çekiyoruz. Bunun üçünü birleştiriyoruz. Klinik veriler, hastane otomasyon sistemindeki veriler ve hastanın bağlı olduğu tıbbi cihazdaki veriler. Bu üçünü birleştirerek sunduğumuz hizmet ve kullandığımız ürün klinik bilgi sistemi olarak adlandırılıyor dünya da . Biz de bu alanda çalışmalar yürütüyoruz. Dolayısıyla sadece yoğun bakım değil, aslında ameliyathaneler ve servisleri de kapsayan bir süreç.
COVID döneminde özellikle yoğun bakım doluluk oranlarımız çok fazla arttığı için ve devletimizde yoğun bakımların dijitaliz e edilmesi ile ilgili duyurular ve talimatlar yayınladı. O yüzden YBBYS dediğimiz klinik bilgi sistemlerinin alt modülü olarak çok ön plana çıktı. Bugün röportajımızda özellikle de bunlardan bahsedeceğiz. Yoğun bakımlardaki hastalara uzaktan erişiyor, bağlı oldukları tıbbi cihazlardan gerçek zamanlı dataları alarak, yapılan klinik işlemleri, tablet bilgisayar ve farklı bilgisayar teknolojileri ile dijital ortamda tutuyoruz. Hastaneden demografik veriler ve laboratuvar verilerini alarak; doktorlara, hemşirelere ve sağlık çalışanlarımıza karar destek mekanizmalarıyla da destekleyerek bir online destek platform hizmeti sunuyoruz.
Yoğun bakım klinik bilgi sisteminin tedaviye faydaları ve maliyete etkileri nelerdir?
Şu anda pandemide ülkemizin yatak sayısına, hastane donanımlarımızın ve teknolojilerimizin sayısına baktığımızda çok iyi bir noktadayız. Bir çok dünya ülkesi ve Avrupa ülkesinden iyi durumdayız. Ama sağlık çalışanlarımız sayısına baktığımızda gerçekten o ülkeler arasında son beşteyiz diyebilirim. Bu da şu demek: Az sayıda insan kaynağı ile çok iyi bir hizmet sunmak zorundayız. Burada da en sık karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi, sağlık çalışanlarımızın enfekte olup sağdan çekilmeleri. Bu durumda, kalan sağlık çalışanlarımızın üzerinde muazzam bir yük biniyor. Bir sağlık çalışanımız bazen 5- 10 hasta ile ilgilenmek zorunda kalabiliyor ki dünyadaki standartlar bir, iki hastadan fazla yükün olmaması gerektiğini söylüyor bize. Dolayısıyla bu kadar ağır yük varken doğru zamanda doğru hastaya ulaşıp, doğru verileri analiz edip, bu verilere göre de anında gerçek zamanlı tepkiler vermek ve tedaviler uygulamak çok kritik. Eğer biz dijital teknolojileri ve bu klinik bilgi sistemlerini kullanmazsak, şöyle bir senaryo ile karşılaşıyoruz: Örneğin bir yoğun bakım düşünün ve bir sağlık çalışanının 10 hasta ile ilgilendiğini düşünün. Tek tek kıyafetlerini değiştirmesi, izole olan bu alana girmesi, oradaki tıbbi cihazların ekranına bakıp kağıt ortamında not alması, yaptığı girişimleri, uyguladığı orderları ve ilaç tedavilerini not alarak, diğer sağlık çalışanlarıyla bir şekilde paylaşması lazım. Bu kadar büyük bir yoğunluğun içerisinde bu verilere ulaşmak, inanılmaz derecede zor. Pandemi olmasa dahi bu işlemler data tutmak ve bu dataları okumaktan kaynaklı muazzam zaman kaybına neden oluyor. Biz, bütün bunları dijital ortamda tuttuğumuz için cihazların anlık verilerini analiz ediyoruz. Karar destek algoritmaları oluşturuyor, bu algoritmaları 7-24 hastayı arka tarafta yapay zeka kapsamına girebilecek bilgisayar teknolojileriyle inceliyoruz. Böylece tedavi süreçlerinde şöyle katkımız oluyor: Örneğin hastada bir septik şok, organ yetmezliği geliştiğinde, hemen laboratuvar verileri sonuçları çıkar çıkmaz, sistemimiz otomatik olarak bu verileri inceliyor. Hastanın vital parametrelerini ve solunum parametrelerini cihazlardan alıyor. Hastalara yapılmış ilaçları ve girişimleri, dijital ortamda tuttuğumuz için, bütün bunları birleştirip tanı konulması noktasında, sağlık çalışanlarımızın daha önceden karar destek koşullarını belirledikleri olaylar ortaya çıktığında, hemen onları dijital sistemlerden uyarıyoruz, onlar da tam zamanında hastaya doğru tedavileri uyguladıkları için inanılmaz derecede performans artıyor. Dünyada yapılmış bir çok bilimsel çalışmalar var. Maliyet noktasından ise, hastaların yataklarda kalış süreleri azaldığı için normalde bir tedavi gecikmesi, zamanında uygulanmaması ya da yanlış kayıttan kaynaklı bir çok konuda tedbir alabildiğimiz, yatak doluluk oranlarını azaltabildiğimiz için, maliyette de muazzam bir düşüş sağlıyor bu sistemler.
Firmanızın üretmiş olduğu yoğun bakım klinik bilgi sistemi ve teknolojileri hakkında neler söylersiniz?
Ürünlerimizi ikiye ayırabiliriz. Birincisi Galibax dediğimiz bir kutumuz var bu bir çeşit bilgisayar sistemi. Bu sistem ile biz, hastanede sadece yoğun bakımlar değil; ameliyathanelerde anestezi cihazları, diğer departmanlarda çok daha spesifik cihazlarla entegrasyonu sağlıyoruz. Bu entegrasyon sonucunda 7-24 bu cihazlardan gelen verileri ürettiğimiz bu donanımla alıyoruz. Diğer ürünler klinik bilgi sistemi ürünleri. Bunlar ameliyathane, cerrahi, anestezi, yoğun bakım, servisler gibi bir çok değişik alanda data tuttuğumuz klinik bilgi sistemi ürünleri. Bu ürünlerle beraber sadece bu yazılımların kurulmasıyla çekilmiyoruz sahadan. Klinik datalarını tutmanın dışında, merkezi yönetim modüllerimizle, yöneticilerimizin anlık veri alabilmesini ve yönettikleri hastanede neler olup bittiğini görebilmesini sağlıyoruz. Çoklu dil seçenekleriyle; İngilizce, Arapça, Fransızca gibi bir çok dilde bu kayıtları tutarak sağlık turizmi açısından önemli hizmetler sunduğumuz, uluslararası standartta data tuttuğumuz için sağlık turizmi geliştirecek modellerimiz var. Örneğin yabancı bir hasta Türkiye’ye geldiğinde, uluslararası standartta, bu hastaya yapılmış tüm kayıtların tutulması, yurtdışındaki sağlık sigorta şirketlerinde bu verilerin kendi dillerinde ulaştırılması çok büyük katkı sağlıyor. Bir Galileo Smart sistem dediğiniz sistemle de, tüm bu yaptığımız çalışmaları 7-24 online ortamda takip ederek servis ve destek taleplerini de online ortamda karşıladığımız özel modellerimiz var. Bütün bunlar bir araya geldiğinde aslında muazzam bir dijital ekosistem kuruyoruz. Verilerin toplanması, analiz edilmesi, kaydedilmesi ve raporlanması ile ilgili bir çok ürünümüzün olduğu bir alt yapıya sahibiz diyebilirim.
Son olarak gelecekte bizi bu teknolojilerle ilgili neler bekliyor? Firmanızın gelecekteki hedefleri planları nelerdir?
COVİD Pandemisi ile beraber dijitalleşme noktasında bir uyum sürecine girdik. Devletimiz, şirketlerimiz, ve bireysel hayatımızda artık daha önce çok verimli olarak kullanmasak bile dijital tıp teknolojilerinin inanılmaz bir yer aldığı döneme giriyoruz ve uyum sağlamamız gerekiyor. Biz Galileo olarak ülkemizin sağlık teknolojileri alanında dünyayla yarışabilecek teknolojiler üretmek, insan hayatını kolaylaştıracak, hastanelerde tedavi ihtiyacı olan hastalarımızın hayatını kurtaracak doktorlarımızın konforlu bir şekilde zaman ve maddi kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak, doğru tedaviler uygulanacak teknolojiler üretmeye devam edeceğiz. Şu anda üzerinde çalıştığımız diktasyon sistemleri, ses tanıma ile ilgili görüntü işleme teknolojileri, onun dışında donanımsal anlamda verilerin analiz edilip daha muazzam sonuçların ortaya çıkarıldığı yapay zeka teknolojileri, diyebileceğimiz karar destek sistemlerinin kişileştirilmesi ile ilgili teknolojiler üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Çok heyecan verici. Hiç bitmeyecek bir okyanusta seyahat ediyor gibiyiz. Sürekli geliştirdiğimiz yeni bir teknoloji başka bir talebi doğuruyor ve onu karşılamak üzere heyecanla ekibimiz çalışıyor. Biz şirketimizi kurarken Galileo ismini verdik. Galileo büyük bir bilim adamıdır. Bir çok bilim camiasına katkı sağlamış, önemli fikirleri olan bir insandır. Bizim de o ismi tercih etmemizdeki ana husus, Galileo’nun söylediği bir söz aslında. Galileo diyor ki: ”Başarılı olabilmek adına ölçülebileni ölçün, ölçülemeyeni ölçülebilir hale getirin.” Bizim de kuruluş felsefemiz tam olarak bu. Ölçülebilen her şeyi ölçmek, ölçülemeyen konuları da ölçülebilir hale getirmek. Çünkü ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz. Yönetim çok önemli bu noktada. Dolayısıyla hem hastalarımızın hızlıca iyileşip ayağa kalkması, hayatlarının kurtulması; hem de sağlık çalışanlarımızın, hastanelerimizin, sağlık bakanlığımızın faydalanabileceği yeni teknolojilerle onların hayatını kolaylaştırmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Son olarak üzerinde durduğumuz bilimsel araştırmalara yönelik çalışmalarımız var. Bu bilimsel çalışmalardan ülkemiz çok düşük sayıda pay alabiliyor dünyada. Dünyadaki ARGE şirketleri farklı ülkelere büyük yatırımlar yapıyorlar. Sağlıklı veri tutabildiğimiz ve bu tıp teknolojilerini hayata geçirebildiğimiz taktirde, ülkemizin ARGE’den büyük oranda pay alması için elimizden geleni yapmış oluyoruz. Bununla birlikte yeni teknolojilerimizi yakında duyuruyor olacağız. Bizleri web sayfamızdan takip edebilirler. Bir şey daha eklemek istiyorum. Experience programımız var özellikle üniversitelerin üçüncü ve dördüncü sınıfında okuyan öğrencilerini takip etmesini rica ediyorum. Çünkü bu programla birlikte bilim ve sosyal sorumluluk projesi kapsamında, üniversitede öğrencilerimiz okurken onları şirketimize alarak projelerde yer almasını sağlıyoruz. Özellikle sağlık ve bilgi teknolojileri alanında eğitim veren departmandaki öğrencilerimize mezun olduklarında, şirketimizde çalışabilir ya da sektöre hizmet verebilir hale gelmelerini istiyoruz. Gençlerimizin yazılım ve sağlık teknolojileri alanında çalışmalar yapmalarını arzu ediyoruz. Ülkemizin bu konuda dünyaya söyleyeceği, dünyaya sunacağı çok güzel hizmetleri var.
Ekibime, bizimle çalışmak isteyen sağlık kuruluşlarına, hocalarımıza ve bizim bu teknolojileri geliştirmemiz için katkı sağlayan sağlık sektöründeki değerli bilim insanlarımıza çok teşekkür ediyorum .
Birlikte hep daha iyiye diyorum.