HBYS ile Demans Hastaları Teşhis Edilebilir mi?
24 Nisan 2020- Amerikan Geriatri Derneği Dergi’sinde yayınlanan bir araştırmaya göre , Hastane Bilgi Sistemi içerisinde yapılan eklemeler ile demansın kaçırılması veya geç teşhis konulmasının önüne geçilebilir ele ve hasta kaydını gelecekteki bir takibini sağlayabilir.
Dünya’nın yaşlanan nüfusunun en büyük endişelerinden biri demansın yanlış teşhisi veya geç teşhis edilmesidir.
Bu uygulama ile klinisyenler demans hastalarını erken teşhis edebilecek, böylece hastanın erken tedavi planlaması yapılabilecek. Bununla birlikte, demans hastalarının kabaca yarısı teşhis edilememektedir.
Şimdiye kadar , Sağlık Bilgi sistemlerinde gelecekteki demans riski bulguları teşhis etmek için çok az çalışma yapılmıştır.
65 Yaş Üstü Hastalarda Test Edildi
Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco’dan araştırmacılar; Seattle, Washington Üniversitesi; ve Kaiser Permanente Washington (KPWA) Sağlık Araştırma Enstitüsü, HBYS tabanlı aracın etkisini ve doğruluğunu incelemek için Kaiser Permanente Washington sağlık sisteminde 65 yaş ve üstü hastalar üzerinde bir çalışma yürüttü.
Yetişkin Düşünce Değişiklikleri çalışması adıyla yapılan çalışmada 4330 katılımcının toplam 16 665 ziyareti ile gerçekleşmiştir. Her iki yılda bir demansı tespit ve teşhis etmek için kapsamlı bir çalışma yapılmıştır.
Sağlık kurumlarında kullanılan yazılımlar , önceki 2 yıl içinde demografik bilgileri, tıbbi tanıları, yaşamsal belirtileri, sağlık hizmetlerini ve ilaçları içeriyordu. Demans bilgileri önce Yetişkin Düşünce Değişiklikleri çalışmasında demans veya hafıza kaybı tanı kodları veya demans ilaçları gibi bilgiler ile tanımlandı.daha sonra sağlık kurumundaki Hastane Bilgi Sisteminde tanımlandı.
Araştırmacılar, daha yüksek demans olasılığına bağlı olarak Kullanılan bilgi sisteminde 31 belirteç seçtiler. Alzheimer ve Demans Değerlendirme Kuralı Riski (eRADAR) olarak adlandırılan araç, tanı konulmamış ya da yanlış tanı konmuş olabilecek hastaları tanımlamak için belirteçleri kullandı.
31 belirteç, demografik veriler ve bunama ile ilişkili semptomlarla vurgulanmaktadır . Belirteçler yaş, cinsiyet, psikoz, antidepresan reçetelerin kullanımı, acil servis ziyaretleri ve serebrovasküler hastalık ve diyabet gibi sağlık koşullarına dayanmaktadır.
Araştırmacılar, ziyaretleri sırasında demansı olmayan, tanınmış demans veya tanınmayan demans olarak sınıflandırılan bireylerin EHR’leri aracılığıyla elendi .
Demans hastalarını teşhis etmek için, sağlayıcılar bireylere hafıza şikayetleri olduğunu, son iki yıl içinde demans ilacı verdiklerini veya pozitif demans teşhisi verdiklerini belirtmişlerdir.
Gözlemlenen 4.330 hastanın 16.665 vizitesinden 1.015 vizit, bunama pozitif olarak sonuçlandı. Bu pozitif tanıların yüzde 49’una daha önceki sistemlerinde demans teşhisi konmamıştı.
Çalışma, en yüksek yüzde 5 eRADAR skoru olanların, tanı konulmamış demans geçiren diğer hastaların 5 katından daha fazla olduğunu göstermiştir. Bu sonuç nedeniyle araştırmacılar, yüksek eRADAR skorları olan hastaların taranmasının hayati önem taşıyacağını söyledi.
Araştırmacılar daha sonra teşhis edilmemiş demansın önemli prediktörlerini tanımlamak için 31 markeri analiz ettiler. Bu öngörücüler, bir bireyin bunama olasılığı ile artan bir puan sağlayan eRADAR modelinin geliştirilmesine yardımcı oldu.
Bu çalışmadaki hastalar her iki yılda bir bilişsel taramadan geçmekte ve Kaiser sağlık sisteminde görülmektedir. Bu, araştırmacıların demansı ortalama sağlık sisteminde yanlış teşhis konmuş veya teşhis edilmemiş ortalama hasta sayısını belirlemelerini kolaylaştırır ve bu da en riskli hastaları hedefleyerek EHR aracının önemini gösterir.
Araştırmacılar, çalışmanın öncelikle Kafkasya, iyi eğitimli ve bir sağlık sisteminden İngilizce konuşan hastalar gibi kısıtlamaları nedeniyle ek araştırmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi. Ayrıca, diğer sağlık sistemleri üzerindeki doğruluğunu ve etkisini belirlemek için eRADAR modeli hakkında daha fazla bilgi ve araştırmaya ihtiyaç olduğunu önermektedirler.
Bu çalışma, eRADAR aracının demans taraması yapılması gereken hastaları doğru bir şekilde tanımlayabildiğini göstermiştir. Sadece daha erken bir teşhis tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda erken teşhis daha hızlı hasta bakımına izin verebilir, bu da daha iyi finansal ve uzun süreli bakım planlamasına izin verir.
Araştırmacılar ayrıca erken teşhisin daha fazla kanıta dayalı bakım aracı eğilimine başlayabileceğini ve hastalar için daha iyi semptom yönetimini tetikleyebileceğini belirtti.
Kaynak :https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31612463